Hepimiz yaşam yolculuğuna doğduğumuz andan itibaren başladığımızı sanırız. Oysa yaşam yolculuğumuz anne rahmine düştüğümüz an başlar. O kadar ki yaşayacağımız hayatın sırları bu aşamadan itibaren belirlenmeye başlar.

Jung der ki ; Kişi doğduğu gün evrenden bir enerji alır ve bu enerji o kişinin hayat amacını açıklar.

Kimse ben kendimi tanımıyorum demez. Dünyaya geldiğimiz ilk andan itibaren büyümeye başladıkça anne ve babanın rehberliğinde yürüyen yaşam serüvenimiz kimileri için çok anlamlı ve olumlu olabildiği gibi kimileri içinse çok olumsuz durumlar barındırabilir. Doğduğumuz andan itibaren başlayan süreçle yaşam içinde işimize yarayacak olumlu şeylerin yanında, yolculuğumuzu olumsuz etkileyecek bir çok şeyi de öğrenebiliyoruz. Bunların bir kısmı bizi olgunlaştırırken bir kısmı da travmatik etkilerle, korku, endişe, yetersizlik, özgüven eksikliği, cesaret kaybı yada bunlardan farklı öğrenilmiş çaresizliklere dönüşebiliyor.

Çok iyi bir çocukluk evresi geçirdim diyen bir çok kişinin , otuzlu yaşlardan itibaren yeni arayışlara gittiğini görebiliyoruz. Hatta kimileri “benim hayat” amacım nedir? sorusunu bu aşamada tekrar sorabiliyor. Yaptığı işten keyif almadığını söyleyenlerden tutunda, annem babam böyle istedi o yüzden bunu yaptım diyenlere kadar geniş bir yelpazede sebep sonuç ilişkilerinden uzun uzun konuşulur.

Kendini tanımak aslında yaşam kadar uzun bir süreçtir. Öğrendikçe yaparız yaptıkça deneyimleriz, deneyimledikçe kararlarımız ve tutumlarımız değişir ve yeni kararlar ve tutumlar gelir. Bazen değişmek isteriz ve genellikle değişimin kaynağında acı, üzüntü ve başarısızlık olduğunu görürüz. Kimse güle oynaya değişmez. Her şey yolunda giderken bir şeyleri değiştirme isteği duyan var mı?

Yaşamın kırılma anlarıdır aslında bu değişim zamanları ve olan şey kendimizi tanıma çabasıdır. Olan senle olacak sen arasındaki yolculuğun keskin virajlarıdır değişim. Kendimizi tanımak için bir keşif yolculuğuna çıkarız ve yolculuk dışarı da bir yerlerde değil de o güne kadar bakmayı ihmal ettiğimiz yada bakmaktan bir sebeple çekindiğimiz yer olan tam da içimizdedir. Kendini tanımak bir arayıştır. Kendi gerçeğini görmek ve yaşama yerleşmektir. Tanıdıkça keşfetmek keşfettikçe yaşama biraz daha yerleşmek yerleştikçe daha doyumlu yaşamak  daha doyumlu yaşadıkça  biraz daha keşfetmek. Ne büyük bir döngüdür bu içimizdeki.

Yolda olmaktır aslında kendini tanımak. Ve kendini tanımak kendini sevmektir , kendini tanımak kendine güvenmek ve öz güvenini kazanmaktır, kendini tanımak kendine saygı duymaktır ve öz saygısını  kazanmaktır. Kendini seven başkalarını da sever. Öz saygısı olan başkasına da saygı duyar . Özgüveni olan daha cesur davranır ve istediklerini yapacak ataklıkta ve güçte olur. Kendini tanımak arkadaşını seçmektir, kendini tanımak işini seçmektir, kendini tanımak eşini seçmektir, kendini tanımak… Bu liste uzar gider sonuçta kendini tanımak yola devam etmektir.

Kendini tanıyan nereye gideceğini bilir. Kendini tanımayan nereye giderse gitsin bir önemi yoktur.

Kendini tanımanın bir çok yolu vardır.  Bu yöntemlerden en etkilisi sayıların bilgeliğinden faydalanmaktadırDoğum tarihinizde ve isminizde saklı sırların açılımıyla kendinizi ve enerjinizi tam olarak bulabilirsiniz.  Gerek sayılabilir ve ölçülebilir teknikler, gerekse de yorumlanan teknikler size kendinizle ilgili çok zengin bir içerik sunacaktır. Kendinizi tanımaktan ve bu arayıştan kaçmayınız ve bunları bir nevi kendinizle yüzleşme fırsatı olarak görünüz.

Kendinize farklı şekilde bakmak , farkındalık sağlamak, sizi siz yapan değerleri bilerek yaşamak, hayallerinizin peşinden koşmak, ruhunuzla, duygularınızla, bedeninizle bütünleşerek bir birey olmak ve hayatınıza sahip çıkarak yaşamak için kendinizi keşfedebilir ve yaşamınıza sorumluluk alarak dokunabilirsiniz. Bunun için hazırlanmış olan Kendini Keşfet Kendi Yaşamına Dokun eğitiminin amacı kendi yaşamınıza sorumlulukla dokunacak bir liderlik yaklaşımını ve bunun yöntemlerini size sunmaktır.

Yolunuz açık olsun .